Bundan 64 yıl önce, 25 Kasım 1960 tarihinde Patria, Minerva ve Maria Mirabel kardeşler
faşist diktatörlüğe karşı verdileri özgürlük mücadelesi sebebiyle rejim güçleri tarafından
tecavüze uğrayarak katledildi. Bugün dünyanın dört bir yanında kadınlar Mirabel kardeşlerden
aldıkları güçle ve öfkeyle hakları ve hayatları için alanlara çıkıyor. Biz de bugün UŞAK’ta
Mirabel kardeşlerin öfkesine, savaşlarda, göç yollarında, evlerde, okullarda, işyerlerinde,
sokaklarda şiddete, tecavüz ve tacize uğrayan kız kardeşlerimizin öfkesini katarak bir araya
geldik.
Tüm dünyada iktidarda bulunan otoriter, faşist ve muhafazakâr yönetimler, yıllardır kanla,
canla elde ettiğimiz haklara ve bedenimize hükmetmeye çalışıyor. Filistin’de kız
kardeşlerimiz savaş suçlarının mağduru olurken, Afganistan, İran, Hindistan ve Türkiye’de
kadınların bedeni üzerinde kurulmaya çalışan tahakküm her geçen gün artıyor. Sadece Orta
doğu ülkelerinde değil medeniyetin simgesi gibi görülen emperyalist ülkelerde yönetime
gelen sağ yönetimler ilk kadın ve LGBT+İ haklarına saldırıyor. Kadın bedeni üzerinden
yürüttükleri kadın kazanımlarına dönük saldırılar arttıkça kadınların mücadeleleri de artıyor.
Bugün buradan dünyanın neresinde direnen bir kadın varsa selamlıyoruz. Filistin’de savaş
suçlarının mağduru kadınlar ve çocuklar için adalet talep ediyoruz. İran da vücudu üzerinde
tahakküm kurmak isteyen eril devlete karşı, ölümü göze alan Ahou Daryaei ile dimdik yan
yana duruyoruz. Yaşamak için, özgürleşmek için inatla birbirimizin kolundan çıkmıyoruz ve
birleşiyoruz.
Bu ülkede her gün en az 4 kadın katlediliyor. Sadece 2024 Ocak ayından bu yana erkekler, 327
kadını, en az 39 çocuğu öldürdü, 240 kadının ölümüyse “şüpheli” olarak kaydedildi. Sadece
Ekim ayında ölen 48 kadının yaklaşık yüzde 90’ı iktidarın kutsadığı ailenin üyesi olan
erkekler tarafından katledildi. Bu ülkenin evleri işyerleri, sokakları, caddeleri, kampüsleri yani
yaşamın her alanı biz kadınlar ve çocuklar için adeta suç mahaline dönüştü. İktidar ne kadar
kadın cinayetlerinin sebebini ‘münferit’ olarak göstermeye çalışsa da biz biliyoruz ve bir kez
daha haykıyoruz; Kadın cinayetleri münferit değil politiktir. Şiddetin meşrulaştırılması ve
erkek egemen sistemin yarattığı erkek şiddetini besleyen politikalarınızdır; İstanbul
Sözleşmesi’ni feshederek, 6284’ü etkin uygulamayarak, kadınların güvenli ve güvenceli
yaşamasına dönük politikalar geliştirmediğiniz gibi var olanlara saldırıyorsunuz. Yetmiyor!
Gerçek adalet değil erkek adaleti işleterek, kadına yönelik şiddet faillerini iyi halden, kanıt
yetersizliğinden serbest bırakarak bir cezasızlık zırhıyla koruyor, hayatta kalmak için kendini
savunmak zorunda kalan kadınlara ise verebileceği en ağır cezaları veriyorsunuz. Sizin bu
politikalarını sadece kadınların değil çocukların da hayatlarını ellerinden alıyor. Sıla, Narin ve
daha nice çocuğumuzun mezarı da yine en güvendikleri “kutsal aileleri” oluyor. Sesini asla
duyuramayan engelli çocuklar, devletin korumasında olması gereken kimsesiz çocuklar,
yurtlarda, tarikat kıskacında cinsel istismarın, şiddetin hedefi oluyor. Kapitalizmin doymayan
iştahı yeni doğan bebeklerin kanından besleniyor. Sadece birbirimizin hayatı için değil
çocuklarında güven içinde yaşayabileceği bir dünya için; Susmuyor korkmuyor size itaat
etmiyoruz.
Erkek egemen kapitalist sistem ve bitmeyen kutsal aile söyleminiz kadınları istihdamdan
uzaklaştırılarak yoksullaştırıyor, kadını ucuz iş gücü olarak görüyor, sendikasız güvencesi
çalışmaya mecbur bırakıyorsunuz. Ekonomik ve sosyal güvenceden yoksun bırakılmayı,
yoksullaşmayı, güvencesiz- kayıt dışı çalıştırılarak sömürülmeyi, tüm bakım yüklerini karşılıksız
olarak yüklenmek zorunda görülmeyi, şiddet ve istismar tehdidi altında yaşamayı reddediyor,
haklarımıza ve hayatlarımıza sahip çıkıyor, emeğimiz, bedenimiz ve kimliğimiz üzerindeki
binlerce yıllık erkek egemen sömürü düzenine karşı mücadeleyi büyütüyoruz. Her kadına
güvenceli iş, her iş yerine kreş istiyoruz. Eşit işe eşit ücret ve sendikal haklarımıza saygı
istiyoruz.
Erkek devlet şiddetine karşı her alanda yürüttüğümüz mücadeleyi emek, barış ve demokrasi
mücadelesinden ayrı düşünmüyoruz. Halkları düşmanlaştıran, kutuplaştırıcı, ayrımcı
politikalarla, militarist söylemlerle, seçme seçilme hakkını gasp edenlere karşı Hakkarili,
Esenyurtlu, Batmanlı, Mardinli, Halfetili, Dersimli, Ovacıklı kadınlarla yan yanayız. Kayyım
uygulamaları ile kadın iradesinin en çok hayat bulduğu belediyelere kayyım atayarak irademizi
gasp etmenize, kadın taleplerini içeren toplu sözleşmelerin feshedilmesine hem belediye
çalışanı kadınların hem de belediyelerden hizmet alan kadınların yararına düzenlemeleri iptal
etmenize karşı mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz.
Ne giyeceğimizi, nasıl doğuracağımızı, nasıl yaşayacağımızı, erkeğe biat ve itaat etmemizi
dayatarak bize sınır çizenlere karşı mücadelede Birleşiyoruz! Nefret söylemini yaygınlaştıran
aileci politikalarınıza, LGBTİ+’lara açıktan saldıranlara karşı Mücadelede Birleşiyoruz! İstanbul
Sözleşmesi’nin fesih kararının geri çekilmesi 6284 Sayılı Yasa’nın etkin uygulanması için
Mücadelede Birleşiyoruz! Çocuklara yönelik şiddeti önlemeye yönelik Lanzarote
Sözleşmesi’nin gereğinin yerine getirilmesi için Mücadelede Birleşiyoruz! Çalışma yaşamında
şiddet ve tacizin önlenmesine dönük ILO’nun 190Sayılı Sözleşmesi’ne taraf olunsun ve
sözleşme yürürlüğe girsin talebiyle,
İşsizliğe, yoksulluğa, güvencesizliğe karşı Mücadelede Birleşiyoruz! Ölüme karşı yaşamı,
savaşa karşı barışı savunmak için Ölüme karşı yaşamı, savaşa karşı barışı savunmak için!
Hayatı hiçe sayarak hayvan katlini yasalaştıran, rant uğruna doğayı talan etmeye devam
edenlere karşı Mücadelede Birleşiyoruz! Her türlü yasağa ve baskıya karşı eşitlik, laiklik ve
özgürlük için mücadelede birleşiyoruz!
Bizler dünyanın dört bir yanındaki kadınlar; emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz için
işyerlerimizde, evlerimizde, sokaklarda ve yaşamın her alanında savaşa, şiddete, yoksulluğa
karşı haklarımız ve hayatlarımız için mücadelede birleşeceğiz! Taleplerimizde ısrarcı ve omuz
omuza olduğumuz bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz!
YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI
KADIN YAŞAM ÖZGÜRLÜK, JİN JİYAN AZADÎ