antalya eskort alanya transfer
Bugun...


SOYKIRIM TÜRKLERE YAPILMIŞTIR
Tarih: 11-05-2021 20:36:42 Güncelleme: 11-05-2021 20:36:42 + -


SOYKIRIM TÜRKLERE YAPILMIŞTIR ERMENİ MESELESİ Habip ÇADIRCI'nın kaleminden

facebook-paylas
Tarih: 11-05-2021 20:36

SOYKIRIM TÜRKLERE YAPILMIŞTIR

ERMENİ MESELESİ

          19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren emperyalist devletlerin teşvik ve tahrikleriyle, memleket içerisinde karışıklıklar çıkarmaya ve devlet için problem olmaya başlayan Ermeniler. Osmanlılar döneminde, Adana'dan Kafkaslara kadar uzanan bir bölgede dağınık olarak ve azınlık olarak yaşıyorlardı. Kendileri Nuh AS'ın oğlu Ya'fes'in oğlu Hayk'ın soyundan geldiklerine ve bölgenin yerli halkı olduklarına inanıyorlardı. Tarihî belgeler ise onların M.Ö. 6. Yüzyıl'da Balkanlardan bölgeye geldiklerini, Trak-Frig kökenli olduklarını gösteriyor.301 yılında Kirkor Lusaroviç denilen bir rahibin çalışmalarıyla hristiyan oldular. Hristiyan olunca, Kirkoriye (Gregorien) ismiyle kendilerine mahsus bir kilise kurdular. İnaçları ve ibadetleri katolik ve ortodokslardan farklıydı. Kiliseye yalnız erkekler devam ediyordu. Dînî liderlerine katagigos deniliyordu. En büyük dînî liderleri Erivan yakınındaki Eçmiyazin'de bulunuyordu. Fatih İstanbul'u fethettikten sonra 1461 yılında, Bursa'daki Ermeni dînî lideri Hovakim'i İstanbul'a getirtti. Yayınladığı bir fermanla Ermeni Patrikhanesini kurarak, onu ilk patrik ilân etti.Müslümanların idaresi altında, yâni Emevî, Abbasî, Selçuklu ve Osmanlı döneminde, Ermeniler serbestçe dînî faaliyetlerini yapabildiler. Askerlikten muaf oldukları için sanat, ticaret ve tarımla uğraştılar.

         Birinci Dünya Savaşına yakın zamanlara kadar Osmanlı Devleti içinde huzur içinde yaşayan, Türk halkı o cepheden bu cepheye koşup gazi veya şehit olurken, askere bile gitmeyen Ermeni azınlık sanatla ve ticaretle uğraşmış ekonomik yönden zengin bir duruma gelmişlerdir.Birinci Dünya Savaşına kadar Ermeniler “Millet-i Sadıka”(devlete bağlı millet) olarak literatürde yerini almıştır.

        Osmanlı Devletinde yaşayan Ermenilerin ilk ulusal hareketleri 1860 yılında kurulan derneklerle başlamıştır. Bu dernekler zamanla dış yardım ve kışkırtmalarla, Ermenileri devlete karşı ayaklandıran komiteler haline gelmiştir. Ermeni kiliseleri, Hınçak (Çan) Komitesi ve Taşnaksutyun Komitesi (Ermeni İhtilâl Cemiyetleri Birliği komiteleri kuruldu.Komitelerin örgütlerine verdikleri emir şu idi: "Türkü, Kürdü her yerde, her türlü koşullar altında vur. Mürtecileri, ahdinden dönenleri, Ermeni hafiyelerini, hainleri öldür, intikam al. Ermeni komiteleri,Türk ve Kürt köylerini de basıp yağmalamaya başladılar..Ermeni okulları ihtilalci fikirlerin aşılandığı en önemli merkezlerdi. Osmanlı hükümeti Ruslarla savaşa girmeden önce, Kafkasya'da hazırlıklar başlamıştı. Her taraftan Ermeni gönüllüleri Rus ordusuna, Türkiye'ye karşı savaşacak çetelere, intikam alaylarına girmek üzere Kafkasya'ya, Tiflis'e gidiyorlardı. Osmanlı meclisinde Erzurum milletvekili olan Karakin Pastırmacıyan, komite tarafından örgüt için Kafkasya'ya gönderildi.

         Uzlaşma devletleri ,öteden beri siyasi çıkarlarına alet ettikleri bu topluluğu Osmanlı devletine karşı kullandılar. Rus, Fransız ve İngiliz konsolosları bulundukları yerlerde, Çarlık Genel Valisi de Tiflis'te komite başkanlarına gerekli emri verdiler. Ermeni komitelerine ellerinden gelen yardımı yaparak Ermenileri cepheye sürdükleri gibi, bol miktarda para ve cephane vererek içeride de isyanlar çıkarttılar. Osmanlı Devleti pek az bir zaman önce Balkan Savaşı gibi bir yenilgiden çıkmıştı. Dünya savaşının patlamasıyla, yaşamı ve geleceği söz konusu olmaya başlamıştı. Bu nedenle seferberlik ilan etti. Ermenilerden askere alınanlar, silahlarıyla birlikte düşman saflarına kaçarken, ülkede yaşayanlar da Türk devletini yıkmak için yer yer silahlı ayaklanmalara kalkıştılar. Bölgelerde isyanların ve saldırıların sürmesi üzerine hükümet, orduyu korumak için hareket etmek zorunda kaldı. Serbestçe çalışan Ermeni komite merkezlerini kapattı, komite liderlerini ve kışkırtıcıları tutuklattı. (24 Nisan 1915).Daha sonra 27 Mayıs 1915'te tehcir (göç) kanunu çıkarıldı.           Vatana ihanetin; nerede, hangi millete mensup olunursa olunsun, hangi hukuk kuralları içinde olursa olsun bedeli ağırdır. Ermeniler, bu suçu Osmanlı Devletinin savaş halinde olduğu Rusya ile işbirliği yaparak işlemişlerdir.Osmanlı Devletinin Ermenilere karşı uygulamış olduğu tehcirin gerekçeleri doğrudur ve haklıdır. Ermenilere uygulanan zorunlu sevk ve iskan politikası, olayın gerçekleştiği dönem ve şartlar göz önünde alındığında, her yönüyle insani yönü ağır basan ve haklı uygulamadır.

             1915 yılında soykırım suçu diye bir suç bulunmamaktadır. Bu kavram ve suç uluslararası literatüre 1948 Birleşmiş Milletler (BM) Soykırım Sözleşmesi ile girmiştir..Soykırım’ suçunun unsurları 1948 tarihli ‘Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’nde tarif edilmiştir. Soykırım,‘milli, etnik, ırki veya dini bir grubu kısmen veya tamamen yok etmek niyeti ile yapılan eylemlerdir’. Soykırım suçundan devletler değil, fakat ancak suçu işleyen kişiler sorumlu tutulabilir. Sözleşme geriye dönük olmadığından yürürlüğe girdiği tarihten önceki olaylara uygulanamaz ve hiç kimseye suç atfedilemez. Zaten 1915 olayları sırasında suçlu oldukları iddia edilenlerden hayatta kalan kimse yoktur.

           Soykırım iddiasına gelince; 1914 nüfus sayımına göre Osmanlı topraklarında yaşayan Ermeni sayısı 1.300.000'dir. Bunun 525.000'i işgalci Ruslarla beraber Rusya'ya göç etmiştir. Amerika, Suriye, Yunanistan, İran, Lübnan vs. ülkelere göç edenlerin sayısı da 582.000'dir. Toplam 1.107.000 Ermeninin göç ettiği anlaşılmaktadır. Türkiye'de kalan 50.000 civarındaki Ermeni'yi hesaba katınca, Birinci Dünya Savaşı ve sonrasında, Ermeni isyanları ve göçler esnasındaki toplam Ermeni kaybının 143.000 civarında olduğu anlaşılır. Halbuki aynı dönemde, aynı bölgelerdeki müslüman ahalinin kayıpları 1.400.000'i bulmaktadır.

         Ayrıca,soykırım suçu için yetkili mahkeme kararı gerekmektedir.            BM Soykırım Sözleşmesi'nde "yetkili Mahkeme suçun işlendiği ülkenin Mahkemesi veya Taraflar anlaşırlarsa bir Uluslararası Ceza Mahkemesidir" ifadesi yer almakta, 1915 olayları açısından böyle bir mahkeme kararı bulunmamaktadır. İsyan eden Ermeniler, zulmeden Ermeniler, katliam yapan Ermeniler,mazlum ve mağdur olan, yüzbinlercesi katledilen, tecavüze uğrayan, yerinden yurdundan sürülen mâsum Anadolu müslümanıdır. Fakat Ermeniler, basın, yayın ve propaganda yoluyla dünyayı aldatmağa çalışmakta; haçlı ruhuyla hareket eden bazı devletler de onlara destek olmaktadır.

Bugünkü Ermeni propaganda faaliyetlerinin başlıca amacı,dünya kamuyounun bir kısmının da desteğini elde ederek, hukuki sonuçları olamasa bile, Türkiye’yi Osmanlı İmparatorluğu’nun ‘soykırım’ yaptığını kabul etmeye zorlamaktır.

        Bizde diyoruz ki,saydığımız gerekçeler nedeniyle,Osmanlı devleti tarafından Ermenilere, “Sözde Ermeni Soykırımı” yapılmamış, esas soykırım Türklere yapılmıştır..

Kaynak: Editör: Ahmet ÇELİK





FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER DÜNYA Haberleri

ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
YUKARI