UŞAK HABER- Sözlerimize başlarken, bundan tam bir yıl önce 6 Şubat ta meydana gelen deprem felaketinde hayatını kaybeden insanlarımızı rahmetle anıyoruz. Allah bize bu felaketlerden ders çıkartmamızı nasip etsin ki böyle bir felaketi tekrar yaşamayalım.
Ve yine, terörle mücadelede şehit verdiğimiz asker ve polislerimizi şükranla anarak Allah’tan rahmet diliyoruz. 
Myanmar da, Doğu Türkistan da, Yemen’de velhasıl zulüm nerede ise, terörün örgütüne de devletine de karşı olduğumuzu haykırıyoruz.

Terör devleti İsrail’in, Filistin’de on yıllardır devam ettirdiği sistematik işgal ve zulüm, 7 Ekim’den bu yana daha da şiddetlenerek tam 126 gündür, soykırımdan başka hiçbir kelimeyle anlatılamayacak boyutlarda ve bütün dünyanın gözleri önünde devam ediyor. Dünyanın gündeminden düşürülmeye çalışılan bu kanlı katliamların dehşetini bizim ısrarla gündemde tutmamız ve gözler önüne sermemiz gerekiyor.

İsrail ordusunun yaptığı 2 bini aşkın katliam saldırılarında;
27 bin Filistinli şehit edildi. Bunlardan maalesef 12 bini çocuk 8 bini ise kadın.
360 bin ev yıkıldı ve 2 milyon kişi yerinden edildi. 
400 okul ve üniversite saldırıya ve yıkıma uğradı.
Tam 30 hastane ve 53 sağlık merkezi hizmet dışı bırakıldı.
Yine de meslektaşlarımız ve sağlık çalışanları; elektriksiz, susuz, oksijensiz, ilaçsız ve tıbbi malzemesiz şartlarda tedavi vermek için destansı biçimde mücadele ediyorlar.
Gazze’ye giden su vanaları kapatıldı ve insanlar susuz bırakıldı. Tarlalar bombalanıyor ve garibanlar aç bırakılıyor.
Gazze’ye açılan tek kapı Refah Kapısı abluka altında, insani yardımlara da geçit verilmiyor.

Devam eden bir şey daha var: 

İsrail işbirlikçisi devletlerin ve şirketlerin, soykırıma olan aleni desteği artarak sürüyor. Bir avuç mazlumun karşısında bütün dünya zalimleri tek safta mazlum müslümanlara saldırmaya devam ediyor. 

Gönlü ve duası Filistin’in ve mazlumların yanında olan vicdan sahiplerinin ise en büyük silahlarından biri: Boykot. 
Hayatımızın her alanında ve mesleğimizde ‘boykot’ çağrımızı tekrarlıyoruz. Şirketlerin açıkladığı son rakamlardan anlıyoruz ki; günlük hayatımızda gösterdiğimiz en ufak boykot çabası, hep birlikte olunca çığ olup büyüyor. Tüm meslektaşlarımıza zulme destek olan ilaç firmalarını boykota devam etmeyi hatırlatıyor, Sağlık Bakanlığı yetkililerinden de aynı hassasiyeti hastane eczanelerinde göstermesini bekliyoruz.

Hekimler ve sağlık çalışanları olarak 13. haftasında toplandığımız ‘Sessiz Yürüyüş’ümüzde, tutuklansalar da öldürülseler de görevleri başından ayrılmayan Gazzeli meslektaşlarımızı yürekten selamlıyoruz!

İnsanlık dışı bütün eylemlerden kurtulmak için verdiğimiz bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Bu minvalde tüm hekimleri, sağlık çalışanlarını ve bütün vicdan sahibi insanları harekete geçmeye, bu onurlu yürüyüşte yer alarak zulme karşı durmak adına Sessiz Yürüyüş kervanımızda ses olmaya davet ediyoruz!

"Kanıksamayacağız!"
"Normalleştirmeyeceğiz!"
"Sabırla ve azimle zulme karşı duranlar olacağız!”