DAVA Kİ ALLAHIN DAVASININ DAVACISI DEĞERLİ DAVA ARKADAŞLARIM 
KIYMETLİ BASIN MENSUPLARI VE ÇOK DEĞERLİ UŞAK HALKI 

Bugün burada, Türk milletinin bağrından çıkmış, vatan ve millet sevdasını her şeyin üstünde tutmuş bir lideri, Muhsin Yazıcıoğlu’nu anmak için toplanmış bulunuyoruz. O, sadece bir siyasetçi değil, aynı zamanda ilkeli, dürüst ve cesur duruşuyla milletimizin gönlünde taht kurmuş bir dava adamıdır.

Muhsin Başkan, hayatı boyunca inandığı değerlerden asla taviz vermemiştir. O, milletin çıkarlarını her şeyin üstünde tutarak, yeri geldiğinde yalnız kalmayı, fakat asla yanlışın yanında yer almamayı kendisine şiar edinmiştir. ‘Ben, bir saniyesine bile hükmedemediğim bir dünya için, fırıldak olmam’ sözleri, onun siyasetteki duruşunun en güzel özetidir.

Gençlik yıllarından itibaren Türk-İslam ülküsüne adanmış bir ömür süren Muhsin Yazıcıoğlu, mücadele dolu yaşamında her zaman hakkın ve adaletin yanında olmuştur. Milletimizin birliği ve dirliği için çalışmış, ülkemizin bağımsızlığı ve istikbali adına cesurca mücadele etmiştir. O, baskılara, tehditlere boyun eğmeyen, menfaatler karşısında davasını satmayan bir iradeye sahipti.

Onun vatanperverliği, sadece sözde kalmamış, hayatının her anına yansımıştır. Milletin derdiyle dertlenmiş, fakirin sofrasına oturmuş, garibin derdini kendi derdi bilmiştir. Çünkü o, milletine sevdalı bir liderdi.

Muhsin Başkan, 25 Mart 2009’da Suikast sonucu hayatını kaybetmiştir. Onun vefatı, sadece ailesini ve dava arkadaşlarını değil, bütün bir milleti derinden üzmüştür. Ancak biz biliyoruz ki, Muhsin Yazıcıoğlu, fikirleriyle, mücadelesiyle ve bizlere bıraktığı mirasla yaşamaya devam edecektir.
Muhsin Yazıcıoğlu davasında adaletin tecelli etmesi için hukuki süreç hiçbir şekilde durdurulamaz ve durdurulmamalıdır. Biz Alperenler olarak, bu davayı sonuna kadar nefesimiz yettiğince takip etmeye devam edeceğiz.

Bu süreçte, olayın yalnızca belli bir grubun işi olmadığına, daha büyük ve derin bağlantılar içerdiğine dair güçlü şüphelerimiz bulunmaktadır. Daha geniş bir organizasyonun eseri olduğuna inanıyoruz.

Bu nedenle, davanın tüm yönleriyle aydınlatılması, tüm faillerin ve azmettiricilerin ortaya çıkarılması adına hukuki sürecin titizlikle yürütülmesini ve hiçbir etkinin adaletin önüne geçmemesini talep ediyoruz. Vatanına, milletine ve inançlarına bağlı bir lider olan Muhsin Yazıcıoğlu'nun aziz hatırası için adaletin yerini bulması en büyük sorumluluğumuzdur.  

Bugün bizlere düşen görev, onun açtığı yolda yürümek, onun bizlere miras bıraktığı ahlaki ve milli değerleri yaşatmaktır. Adaletin ve hakkaniyetin tecellisi için mücadelemizi sürdüreceğiz. O, bizlere şunu söylemişti: 'Ben milletimin yolunda, Allah'ın izniyle ölürsem, şehit olurum. Ama bir gün dönersem, kaldığım yerden devam ederim.’

Bizler de, onun aziz hatırasına sahip çıkacak, davasını yaşatacak ve hakkın, adaletin yerini bulması için yılmadan çalışacağız.

Biz, Alperen Ocakları olarak, imanın, adaletin ve vatan sevgisinin sarsılmaz neferleriyiz. Bizler, sadece bir teşkilat değil, bir dava, bir ülkü ve bir ahlak nizamının temsilcileriyiz.

Şehit liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu, bizlere sadece bir fikir değil, adam gibi adam olmayı, dik durmayı ve Hakk’ın yolunda yürümeyi öğretti. O, makamdan, mevkiden, dünyalık sevdalardan uzak, milleti ve ümmeti için yaşayan bir dava adamıydı. Bugün, onsuz ama onun yolunda yürümeye devam ediyoruz.

Onun şu sözünü hiç unutmuyoruz:
"Bir saniyesine bile hükmedemediğiniz bir dünya için, bu kadar fırıldak olmaya gerek yok."

Biz de bu anlayışla, yalanın, zulmün ve haksızlığın karşısında; doğrunun, adaletin ve mazlumların yanında olmaya ant içtik. Bizler, Alperen ruhuyla yaşayan, vatan ve millet için mücadele eden bir nesiliz.

Şehit liderimizin şahadetinin 16. yılında, onun davasını yaşatacağımıza, tertemiz mirasını koruyacağımıza ve onun idealleri doğrultusunda yürümeye devam edeceğimize söz veriyoruz.

Ruhun şad, mekanın cennet olsun Muhsin Başkan!

Teşekkür ederim.

Mehmet Madanoğlu 

Alperen Ocakları Eğitim Kültür Ve Dayanışma Vakfı Uşak İl Başkanı