Kışla Dağı Altın Madeni Yer Altı Sularımızı Sömürüyor .

Murat Dağı Yok Olmasın Platformu Bileşenleri Uşak İl Genel Meclisi toplantısına katılım sağladılar ve Maden in yeraltı sularını nasıl tükettiğini  ve doğaya olan etkilerini anlattılar.

Murat Dağı yok olmasın platformu bileşenleri Tema Vakfı İnşaat Mühendisleri odası ve Veterinerler odası Başkanları Meclis’te sunum yaptılar ve maden in yeraltı kaynaklarını nasıl tükettiği hakkında açıklamalarda bulundular .

Meclis Başkanı Kadir Uslu geçtiğimiz günlerde yapılan il danışma kurulunda DSİ Müdürü Uşak a içme suyu sağlayan Küçükler barajında yüzde beş’lik bir su olduğunu ve ileride büyük sıkıntılar çekileceği mesajını verdi .

Tema Vakfı Uşak Şube Başkanı Prof Barış Metin yaptığı sunumda İlimiz Ulubey ve Eşme ilçeleri sınırında bulunan kışladağı altın madeni ile alakalı şu an Uşak idare mahkemesine devam eden dava süreci ile ilgili bütün ilimizi ilgilendiren tarihsel süreci kısaca anlatacak olursak akabinde hem su varlıkları hem de kurumunuzu ilgilendiren geleceğimizi ve çocuklarımızın hayatını ilgilendiren nasıl sonuçları olacağı bakımından çok hassas incelememiz gereken bir konuyu arz etmek üzere huzurunuzdayım. Söz konusu altın madeni 2003 yılında ilgili birimlerden çevre etkileri değerlendirme belgesi almış ve Çet iptal başvurusu ile karşılaşmıştır 2004 ve 2006 yılında devam etmiş davacı katılımcılar herhangi bir sonuç alamayınca Avrupa insan hakları mahkemesine taşımışlardır 2023 yılına gelindiğinde mahkeme yargılama sürecinde davacıların talepleri çerçevesinde yanlış değerlendirme yapıldı sonucuna ulaşmış ve o dönemin ilgili mahkemesi olan Manisa bölge idare mahkemesine geri göndermişti bu süreç içerisinde Uşak'ta da idare mahkemesi kurulduğu için 2023 yılında Manisa bölgede idare mahkemesi dosyayı Uşak bölge idare mahkemesine iletmiştir şu an Uşak bölge idare mahkemesinde 12 Şubat günü Uşak'ta görülecektir.

Peki bu dava neden önemlidir bu dava 2006 yılından günümüze çed süreçleri 2023'te kapasite artırımları ile birlikte ilave bazı sorumlulukları yükümlülükleri yetkili birimlere sorun olarak getirmiştir. Bu süre içerisinde bırakın 2003 yıl içerisindeki Çed sürecinde alınan izinler ile çevresel tehditler artarak devam etmiştir.

En önemli tehditler liç sahası ve pasa sahası olmuştur bu ne demektir büyük bir lic çukuru vardır patlatma usulü ile oradan Kayalar alınıp eleme birimine getirilmektedir bu eleme sonrasında alt elekler liç sahasına iletilmektedir üstte kalan taş toprak Kaya bölümü de pasa sahasına götürülmektedir ve 2003 yılındaki izinler e göre burası 60 metre olarak öngörülmüştür ancak burası 2013 ve 2014 yılında alınan kapasite artırımı izinleri ile birlikte bu 60 metre 120 metreye çıkmıştır günümüzde bu 120 metre üzerine çıkmıştır ve çalışma devam etmektedir.

Peki olası tehditleri nedir çok kısa bir süre önce Erzincan liç sahası kırıldı ve tonlarca asitli canlı yaşam için son derece zararlı olan kimyasal madde karışmış olduğu Toprak büyük bir felakete ve Can kaybına sebep oldu benzer bir tehdit bugün olmazsa yarın Uşak kışla dağı'nda hepimizi beklemektedir bu bizim için vicdanlı bir sorundur bu İl Genel meclisi üyeleri içinde vicdani bir sorumluluktur çünkü bu 120 metre liseye pası sahası demek hatta daha ötesi de var 40 katlı bir gökdelen’dir. Herhangi bir güçlendirme olmaksızın yükselen bu toprak yığını herhangi bir deprem değil normal bir yağmur süreçleri ile dahi bu pasa ve lic sahasının yırtılması Canlı yaşamını tehdit eder bir risk olarak karşımızda durmaktadır diyerek sözlerini tamamladı.

 İnşaat mühendisleri odası Başkanı Ümit Alp de konuşmasında suyun membağından çıkarılıp içilebilecek ortama gelmesi için ilgili alanlardan biri olduğuma inananlardan biriyim bu dünyanın üstünden baktığınızda masmavi bir dünya görüyoruz neden çünkü dünyanın %70'i su ile kaplı olduğu için maviyi görüyoruz peki bu yüzden 70'in %69'luk kısmı tuzlu sular yani içmek için kullanıma uygun değil dünyanın ancak yüzde birinde tatlı su bulabilirsiniz ama bu yüzde birlik bölümün ancak 10.000'de birine içme suyu olarak kullanabilirsiniz yani her suyu içme şansımız yok ister doğduğu coğrafyadan ister katılan mineraller sebebiyle insan ya da insan etkileri sebebiyle suyu kullanamaz durumdayız 1970'li yıllardan sonra yer altındaki suyu depomuzu çok hızlı tükettik eskiden şu bulunduğumuz yerde 50-60 santim derinde su vardı yani durak Mahallesi'ndeki binaların temeli yoktu bodrumları yoktu 70'li yıllarda yağmur yağdığında bodrumlardan su çıkıyordu şimdi 50 santimden 1 metreden başlayan yeraltı su seviyesi önce on lu metrelere sonra atmışli metrelere en son kışla dağına su tedarik eden firma ya da Yapı 400 metre derinlikten su çekmekte nereden çekiyor 600'lü kodlardan 400 metre yani denizden 200 metre yukarıdan su çekiyor bulunduğumuz yer neresi 900'lük kodlar bize göre nereden çekiyor 700 metre derinden bir suyumuzu tüketmişiz bu yönden dolayı devlet Su işleri Uşak ilinde yeni bir kuyu sondajına müsaade etmiyor uşağın yıllık yağış orana ortalama 568 milimetre bölü metrekaredir yani her araziye yarım metre yüksekliğinde yağmur yağar yani 12 ayda 365 günde düşer ve daha da aşağılara düşüyor ve küçükler barajında şu anki su oranı %5 yani bu böyle devam ederse uşak'a su tedarik edemeyecek.

Bizim alternatif suyumuz yok o yüzden suyumuzu doğru nitelik anlamında ekonomik olarak kullanmak zorundayız bu suyu isteyene ücretsiz tahsis edemeyiz bu su kendimize ait değil milyon yıldır biriken bu yeraltı suyu mu biz 40 yıldır yok etmiş durumdayız çocuklarımızın torunlarımızın gelecek nesillerin hakkını alıp götürmüş durumdayız yer altındaki sular aynı yer üstündeki gibi nehirler dereler ve göller şeklinde çalışır yani bu şekilde sınırlarındaki akiferin içerisine herhangi bir damla kötü malzeme atarsanız zehir atarsanız ve yeraltı sularımızı zehirler Murat Dağı Türkiye'deki 25 tane nehir havzasından 5 tanesinin kaynağı Türkiye'nin tamamında 25 nehir var bunun 5 tanesi Murat dağı'ndan başlıyor bir yanlışımız bir hatamız 5 tane nehir havzasinin zehirlenmesine sebep olabilir .

Yani sonuç olarak kışladağı altın madenindeki kullanılan su için 600 metre derine inildi 600 metre kadar kazıldı Uşak akiferinin olduğu kot a geldiler uşağın altındaki suları topluyorlar ve dışarıya deşarj ediyorlar bu maden daha fazla aşağıya indiğinde Uşak akiferinden aşağıya inecek Deniz koduna göre üst kota kadar inecek yani içme suyumuzu hem kullandıkları hem de dışarıya attıkları için tehdit altındayız bununla alakalı da ister şahsi olarak isterse kurum olarak ister hemşhrilik sıfatıyla hepimizin sorumluluğu var bu konuda hepimiz üzerine yapmamız gerekir diyerek teşekkür etti Uşak veteriner hekimler odası başkanı Özgür Uğur da gerekli bilgilendirmeleri yaparak meclis üyelerine teşekkür etti.