Uşak Halkı Murat Dağında Açılacak Olan Maden İçin Ayakta.

Uşak'ın Murat Dağı, çevresindeki doğal güzellikleri, su kaynakları ve ekosistemleriyle birlikte değerini koruma mücadelesiyle gündemde. Murat Dağı Yok Olmasın Platformu, sivil toplum örgütleri, siyasi partiler ve halk, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne yapılan itiraz dilekçesiyle birlikte bir basın açıklaması düzenledi. Platformun sözcüsü Funda Akcura, topluluğun çığlığını duyurmak için sesini yükseltti.

2020 yılında Danıştay kararıyla gündeme gelen Anadolu Export şirketi, Murat Dağı'nda maden açma girişiminde bulunmaya tekrar yeltendi. Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı, geçen hafta pazartesi günü, şirketin Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) dosyasını teslim ettiğini duyurdu. Ancak Murat Dağı Yok Olmasın Platformu, 2017 yılında başladıkları mücadelede ne söyledilerse bugün de geçerli olduğunu dile getirdi.

Murat Dağı, sadece doğal güzellikleriyle değil aynı zamanda çevresindeki Menderes Ovası, Gediz Ovası, Sakarya Ovası, Salihli Ovası, Porsuk Ovası ve Banaz Ovası gibi bölgelerin de varlığını sağlayan bir su kaynağıdır. Platform sözcüsü Funda Akcura, Madenciliğe kurban edilirse, sadece Murat Dağı'nın değil, Kütahya ve Uşak gibi birçok şehrin de haritadan silineceğini belirtti. Bu durumda Gediz, Menderes ve Sakarya nehirleri ile Porsuk çayının da tehlikede olduğuna dikkat çekti.Akcura, madencilik faaliyetleri nedeniyle suların kirletileceği ve çevrenin zehirleneceği uyarısında bulundu. Şirketin, bu sefer siyanür kullanmayacağını söylemesine rağmen bu sözünün geçerliliği sorgulandı. 2019 yılında yapılan açıklamalarda ifşa edilen ağaç kesim sayılarına da değinen Akcura, şirketin söylediklerinin gerçekleri yansıtmadığını vurguladı.

Murat Dağı'nın heyelanları engelleyen bir faktör olduğunu hatırlatan Akcura, depremlere karşı da risk taşıdığını belirtti. Platform, maden işletmesi sürecinde milyonlarca ton arsenikli toprağın ortaya çıkacağına dikkat çekti. Beş yıl boyunca gerçekleştirilecek dinamit patlatmalarının çevreye verdiği zararları ve bölgenin ormansızlaştırılacağını öne sürdü.

Madenin açılması durumunda, çevre kirliliğinin yanı sıra yeraltı sularının kaybolması ve çukurların oluşması gibi sorunlarla karşı karşıya kalınacağını dile getiren Platform, madenin halkın zenginliği için olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını vurguladı. Kışladağ Altın Madeni'nin 20 yıl boyunca faaliyet gösterdiği ancak buna rağmen bölgenin zenginleşmediği örnek verildi. Sonuç olarak, Platform sözcüsü Funda Akcura, suyun olmadığı bir yerde yaşamın mümkün olmadığını belirtti. Murat Dağı'nın kurtarılması için verilen mücadelenin sadece doğayı değil, insan hayatını da koruma amacı taşıdığını ifade etti. Platform, Murat Dağı'nın ve yaşamın önemini vurgulayarak, mücadeleden vazgeçmeyeceklerini dile getirdi.