Tweet |
UŞAK HABER- Geçtiğimiz günlerde, Azerbeycan'ın Aliyev Hükümeti ile Erdoğan Hükümeti arasında "Tecihli Ticaret Anlaşması" adı altında bir anlaşma imzalandı. 10 yıl sürecek bu anlaşmaya göre, Azerbeycan'dan ithal edilecek olan yıllık 1.5 milyon litre şarap ve alkollü içeceklerden gümrük vergisi alınmayacak.
Kendi ülkesinde, nerdeyse içkiyi yasaklama noktasında olan, yüksek vergilerle içki fiyatlarını ayyuka çıkaran bir iktidarın Azerbeycandan ithal edilecek şarap ve alkollü içecekler için gümrük vergisini sıfırlamasının amacı nedir?
Yıllardır saman, buğday, mercimek gibi pek çok tarım ürünü için de gümrük vergilerini sıfırlayıp şirketleri zengin üreticileri mağdur eden AKP iktidarı, şimdi de üzüm üreticileri için ölüm fermanı anlamına gelen bu anlaşmanın altına imza atmıştır.
Girdi maaliyetlerinin yüksekliği, pazara ulaşım kanallarının kısıtlanması, enerji, maden, ulaşım jeotermal yatırımları nedeniyle toprak gasplarının yaşanması, küresel iklim değişikliğinin yolaçtığı soğuk vurması mildiyö, külleme gibi bağ hastalıklarının artması nedeniyle zaten üretme zorlukları yaşayan üzüm üreticileri bu tür uygulamalarla iyice zor duruma sokulmaktadırlar.
Bu anlaşmayla 1.5 milyon litre şarap ve alkollü içkiyi Azerbeycandan
Türkiye'ye ithal edecek olan yandaş şirketler ile Türkiye'de distribütörlüğünü yapacak olan yandaş firmalar milyonlarına milyonlar katerken, üzüm üreticileri, bağlarını sökmek zorunda kalacaklar belki de...
21 yıldır AKP iktidarının tarımla ilgili aldığı bütün kararlar, yaptığı bütün yasalar küçük çiftçiyi bitirmeye, endüstriyel tarım şirketlerini desteklemeye yönelik olmuştur. Küçük çiftçilerin örgütsüzlüğünü de fırsat bilen şirketler ve hükümet onların üstüne üstüne geliyor.
Geçtiğimiz haftalarda Avrupa ülkelerinde ve Hindistan'da bizim yaşadığımız nedenlere benzer nedenlerden dolayı çiftçiler ayağa kalktı , üzüm üreticileri ithal edilen şarap tanklarına el koyup sokaklara boşalttılar ve örgütlü mücadeleleri ile pek çok taleplerini elde ettiler.
Bizler de yokedilmek istenen küçük çiftçiler olarak, sendikalarda, kooperatiflerde, köylerimizde örgütlenerek haklarımızı almalıyız.